img { max-width: 560px; width: expression(this.width > 560 ? 560: true); }

22 Eylül 2009 Salı

Trabzonspor 3 Antalyaspor 1, Çıkış sürüyor...




İki haftalık bir çıkış ve atılan 9 gol. Oynanan oyun olarak çok bir fark yok ama skor ve sonuç olarak var. Muhtemelen önümüzdeki hafta Gençlerbirliği maçıyla da devam edecektir bu çıkış. Son iki yılda Trabzonspor’un zaman zaman yakaladığı bu çıkışlar hep iddadan uzaklaştığı dönemlere denk gelir... Ne zaman tekrar iddaalı bir hal alsa yine puan kayıpları başlar. Geçen yılın son 5 haftasına bakalım mesela, Sivas maçı kaybedilip ligdeki iddaa bitince seri galibiyetler başladı ama ne zaman son hafta şampiyonlar ligi iddaası ortaya çıktı Avni Aker’de Fenerbahçe’ye karşı kaybedildi. Şimdi de yaşanan benzer bir durum. Üst üste yaşanan puan kayıpları takımın üzerindeki stresi aldı ve stres kalmayınca da rahat galibiyetler gelmeye başladı. 3-4 hafta sonra tekrar zirveye yaklaşılırsa tekrar puan kayıpları başlar...

Bu durumun nedeni stresli anlarda skoru yüklenecek, takımı sürükleyecek lider ve tecrübeli oyuncu eksikliği... Bu Fatih Tekke olabileceği gibi başka bir isim de olabilir. Ersun Yanal’ın geçen yılki Yusuf ısrarı da bu yüzdendi zaten. Ama görünen o ki eldeki kadronun puan kaybede kaybede tecrübe kazanması beklenilecek. 2-3 yıl sonra eldeki futbolcular “Lider” ve “Tecrübeli” oldukları zaman Rus kulüplerine gitmezler umarım...


Maça gelince söylenecek çok fazla birşey yok... İlk 5 haftadan çok farklı bir oyun oynandı diyemeyiz. Ortasaha dörtlüsünün (Gabric, Serkan, Collman, Selçuk) 442 sisteminde en ideal dörtlü gibi durduğunu gördük... Hem çok koşuyorlar hem de oyunu iki yönlü oynayabiliyorlar... Ama Yattara ve Alanzinho ne olacak sorusu cevap bekliyor hala... Engin takım oyununu anlamadığı sürece yedek kulübesinde oturmasında fayda var, oyuna girdiği gibi seri top kayıplarına başladı. Alanzinho’nun özellikle öne geçilen maçlarda daha önce oyuna girmesi lazım, 4.5 m Euro’luk bir adamı son 3 dakka oyuna sokmanın bir mantığı yok. Gabriç için neden bu kadar ısrar edildiğini de anlamış olduk bu maçta, Szymek transferinden sonraki en verimli transferimiz olcak gibi.. Umarım sonu benzemez... Bunun dışında önümüzdeki haftalarda takımın kaderi yine Umut-Gökhan ikilisininin eline bağlı diyebiliriz.. İzleyip göreceğiz...


Bunların dışında yedek kulübesinin güçlenmesi, Collman’ın takıma git gide daha da oturması ve Umut’un özellikle güveninin yerine gelmesi diğer olumlu gelişmeler... Yattara’sız kolbastı ise eksik kalmış...





Son söz : Bu iki galibiyet umarım taraftarlar arasında gereksiz bir heyecan oluşturmamıştır, zira yine hayal kırıklığı olur...


Not : Fotolar resmi siteden...

Hiç yorum yok: