İkinci mesele ise Picasa.. Picasa, google’ın fotoğrafları görüntüleme ve düzenleme için ürettiği yazılım. Bu yazılımın son versiyonunda, bu alanda devrim sayılabilecek bir özellik var. Yüz tanıma. Bilmeyenler için kısaca şöyle izah edeyim. Programı bilgisayarınız kuruyorsunuz ve tüm resimlerinizi gözden geçirmesini istiyorsunuz. Program tüm resimleri tek tek inceledikten sonra fotoğraflardaki yüzleri teker teker tespit ediyor. Ve işin hayran bırakan kısmı, aynı yüzleri ayırd ediyor olması. Siz belli bir yüz için arkadaşınızın ismini girdiğiniz zaman, facebook’taki tagleme gibi tüm fotolarda o kişinin ismi tagleniyor... Ve sonunda, bana Osman’ın resimlerini göster dediğiniz zaman tüm klasörlerdeki Osman’ın resimlerini bulup size gösteriyor.. Ya da yeni bir resim bilgisayarınıza yüklediğiniz zaman, o resimdeki kişileri daha önceden tanıttıysanız direk kendisi tagliyor.. Bu özelliğin en etkiyelici kısmı ise programın yanılmaması. Tereddüte düştüğü resimleri size sorup teyit almakla beraber %95 oranında doğru çalışıyor diyebilirsiniz. Benim en ilgincime giden, programın çok benzemeyen fotoğraflarda bile aynı kişileri tanıyabiliyor olması. Örneğin gülerken portre olarak çekilmiş bir fotoğraftaki arkadaşınızın profilden somurtan başka bir fotoğrafta tanıyabiliyor. Programın algoritması çok güçlü ve etkileyici. Programı da tavsiye ederim bu arada.
Şimdi yukardaki iki paragrafı bir araya getiriyorum.. Düşünün, facebook’taki tüm tag’li fotoğraflar Picasa ile çalıştırılıyor ve herkesin parmak izi gibi yüz-isim eşleştirilmesi yapılıyor. Yakın gelecekte öyle bir noktaya gelebilirki bu iş, sokakta rastgele bir fotoğraf çekiliyor, bilgisayar otomatik olarak fotodaki insanları tanıyor onların kişisel bilgilerini buluyor, başka özel fotoğraflarını ve arkadaşlarını ve herşeyi tespit ediyor. Ve tüm bu bilgileri bizler kendi ellerimizle sisteme giriyoruz şu anda.
Matrix filmindeymişiz gibi. Matrix bizi kontrol altında tutuyor, böylece sistem daha güvenli bir şekilde devam ediyor, bunun karşılığında özgürlüğümüze ve özel alanlarımıza müdahale edilmiş oluyor.. Etik olarak yanlış gibi görünse de geldiğimiz nokta bu kaçınılmaz sonu gösteriyor. Zeitgeist’i izleyenler bilir, bu işin bir sonraki basamağı herkese çip takılması ve aslında kredi kartları ve cep telefonları sayesinde o da olmuş durumda farkında değiliz..
Bana bu tip komplo teorileri çok uzak geliyor.. Bence hayat ve düzen o kadar karışık değil, herşey bir doğal denge içinde ilerliyor.. Hatta sistem’ciyim diyebilirim.. Sistem’le ilgili hiç bir sorunum yok, yani sistemin bizleri kontrol altına almasındaben bir sakınca görmüyorum. Diyelim sistem dediğimiz şey bir maksatla yukarda anlattığım kişi tanımlama veritabanını oluşturuyor olsun. Benim kişisel bilgilerimin başkası tarafından bilinmesinde benim için bir mahsur yok. Çok özel bilgileri zaten paylaşmıyorum. Onun dışında illegal birşey yapmıyorsam bundan neden rahatsız olayım, ya da kim neden rahatsız olsun.. Aksine, güvenlik açısından gayet faydalı bile olabilir.. Düşünün kalabalık bir yerde çantanız çalındı ya da saldırıya uğradınız ya da bir maçta sahaya yabancı madde atıldı.. Her neyse, bunun görüntüsü varsa veriyorsunuz sisteme, size o kişinin isminden ilkokul arkadaşına kadar herşeyi veriyor.. Bence güvenlik açısından gayet güzel.. Zamanla göreceğiz bu iş nereye gidecek..
Not : Yalnız google aldı başını gidiyor. Bilgisayar ve internet sektöründe yakın zamanda rakipsiz olacak gibi.
1 yorum:
Facebook'un kişisel bilgi erişimine kalkan oluşturma projeleri var ama yinede şuan için yeterli olmadığıda aşikar. Matıklı bir komplo teori olmuş.
Yorum Gönder