img { max-width: 560px; width: expression(this.width > 560 ? 560: true); }

6 Eylül 2010 Pazartesi

Uzaktan Sevmek (Going the Distance)




Hep merak ederdim Amerika’lıların böyle uzaktan yaşanan ilişkileri yok mu diye ? Meğer varmış.. Malum bizde çoktur böyle ilişkiler. Sosyolojik, ekonomik, eğitimsel, sportif, özel, genel gibi bir sürü abuk sabuk sebepten dolayı çevremiz farklı şehirlerde yaşayıp ilişkilerini sürdüren insanlarla dolu.. 3 günlük tatilde tanışıp, sonra üç yıl ayrı şehirlerden ilişki yaşayanlar biliyorum, o derece mesafe tanımayız millet olarak..

Sizi bilmem ama benim bir dönem çevrem öyle ilişkilerle doluydu. Neydeyse normak ilişki yaşayan adam yoktu. Öğrenci evine arkadaşlara oturmaya gittiğimde, herkesin elinde telefon uzaktaki sevgilisiyle konuştuğu mesajlaştığı günler yaşadım ben, ne muhabbet edebilirsiniz ne iki king oynayabilirsiniz.. Tam dayaklık modellerdiler..

Şimdi yaş olarak ilerlediğimiz için bunların çoğu ya evlendi, ya ayrıldı ya da evlenip ayrıldı.. Hala bu şekilde devam edenlerde var tek tük.. Ben çok pis gıcık olurdum bu tiplere. Şimdi bu ilişki modelleriyle ilgili apayrı bir yazı bile yazılabilir aslında ama o kadar detaya inmeye gerek yok.

Ben bunların en çok günde 10 saat telefonla konuşma olaylarına sinir oluyordum. Telefonu kulağında uyuyan insanlar vardı bir dönem. Hatta GSM operatorleri bile sırf bu insanlara yönelik kampanyalar yapıyorlardı, akşam 9’dan sonar sınırsız, istediğiniz üç numara ile sınırsız.. Hatta sevgililer günü için sevgilinizle beraber hat alın, bu iki hat sınızrsın olsun diye kampanya hatırlıyorum.

Sonradan msn felan icat oldu da en azından biraz şekil değiştirdi bu işler. Ben şahsen her zaman karşı olmuşumdur bu tip ilişkilere, çok sağlıklı ilişkiler olduğuna da inanmam. Mutlu beraberliklerle sonuçlandığı oluyor bu tip ilişkilerin ama genelde ayrılıktır bu işin sonucu, harcanan kontörler, para, yaşanan özlem ve sosyal yaşamdan izole geçen günler de cabası.. Benden söylemesi, eğer böyle bir ilişki içindeyseniz yol yakınken dönün.. Sevgilinizin elini istediğiniz zaman tutmanın yerini hiçbir şey tutmaz..

Filme dönersek, Hollywood bizde çokca yaşanan bu konuyu ele almış. O yüzden bu film bizde tutabilir diye düşünüyorum. En azından bir çok insan kendi ilişkisini ya da bir dönem yaşadığı ilişkisini bulacaktır bu filmde. Filmde esas kızımıla oğlanımız böyle bir ilişki yaşamaya çalışıyorlar ve bolca komik şeyler oluyor bu süreçte. Filmde bolca komik karakterde mevcut. Hikaye de gayet akıcı bir şekilde anlatılıyor.

Konu kabaca böyle. Filmin türü ise "Romantik Komedi". Özellikle son on yıldır Hollywood bunları çok iyi yapıyor. Gişe garantisi de var, malum sevgiliyi alıp götürebileceğiniz ideal bir film. Bu filmde biraz belden aşağı espiriler de var aman diyim, eğer ilk “buluşma” ise biraz temkinli yaklaşmakta fayda var. Ama söz konusu olan ilk “buluşma” değilse bir Pazar günü tüm dünya dertlerinden kurtulmak ve hoşca vakit geçirmek için on numara bir film. Popcorn sineması denen tüketilmelik türlerden. Gidin, gülün, eğlenin ve neşenize bakın..
PS1 : Hey gidi Drew Berrymore.. “E.T.” ’nin o küçük kızı, “ilk 50 öpücük” ‘teki tatlı, “Charlie’s Angels” ’daki seksi kız… Bildiğiniz yaşlanmaya başlamış, bundan sonar artık daha orta yaşlı rollerde göreceğiz sanırım kendisini…

PS : Filmdeki elemanda bildiğiniz çakma Keanu Reeves.

Hiç yorum yok: