Trabzon’lu oluşundan mıdır, yoksa futbolu zekasıyla oynamasından mıdır bilmem benim hep çok sevdiğim bir futbolcuydu.. Küçükken hep Trabzonspor’da oynamasını isterdim. Kendine has yeteneği, oyun tarzı, Türkiye’de çok az futbolcuda rastlanan oyun zekası, düzenli ve disiplinli yaşamıyla Türk Futbolcusundan hep 2 gömlek yukardaydı aslında.
Son gerçek ön-liberoydu aslında.. Tekniği olan, hücuma katkıda bulunabilen, oyunu okuyup geriden oyunu kurarak yönlendirebilen, öldürücü paslar atabilen son gerçek ön-libero. Tugay’dan sonra ön-liberoların en önemli özellikleri “kazma” olmaları oldu.. Futbolu sadece tek yönlü oynaya(bile)n, rakibin yaratıcı orta sahalarını sert futbollarıyla bezdirmekten başka görevi olmayan ön-liberolar.. Sonra 2 ön liberolu 3 ön liberolu sistemler çıktı ve futbol izlemek eziyet halini almaya başladı.. Tugay’dan sonra gerçek bir ön libero göremedik hala..
Nihat’la beraber tartışmasız en başarılı Lejyonerimiz.
Ayrıca Formula 1 gösteri maçında 61 numaralı formayı giymesi de çok güzeldi..
Ve hepsinden önemlisi veda ederken İngiliz taraftarının kendisine gösterdiği ilgi ve sevgi.. Çok güzel görüntülerdi. Saygıyı fazlasıyla hakediyor..
Şimdilerde Trabzonspor’a getirmeye çalışıyor Sadri Başkan, en son Eriksson’a yardımcı olarak önerildi olmadı ama Sadri Başkanın kafasında var sanırım Tugay’ı Trabzonspor’a kazandırmak.. Hayırlısı diyelim.. Belki Trabzon’daki gençlere nasıl ön libero oynanır konusunda birşeyler öğretebilir ve bizlerde Hüseyin Çimşir’ler izlemek zorunda kalmayız bir daha..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder